Paylan: Taksim, devlet içindeki karanlığın yumuşamaya cevabı
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı kurumların bütçeleri görüşülürken söz aldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştiren Paylan “Süleyman Soylu, Demokrat Parti’nin genel başkanıydı. Niye ihraç edildi oradan? Çünkü FETÖ ile yakın olmaktan dolayı ihraç edildi. Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu’dur” dedi.
Taksim saldırısının iki hedefi olduğunu söyleyen Paylan “Birini söyleyeyim; siyasette yumuşama emareleri vardı. Ne zaman bir yumuşama emaresi varsa bu tip provokasyonlar var” diye konuştu.
ANKA’nın haberine göre Garo Paylan özetle şunları söyledi:
BU ÜLKEDE PEK ÇOK PROVOKASYON OLUYOR: “Geçtiğimiz günlerde İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen terör saldırısını kınıyorum ve lanetliyorum. Bize düşen sırf kınamak ve lanetlemek değil. Bu taarruz ile ilgili hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yaralananlara adalet borçluyuz. On yıllardır bu ülkede pek çok provokasyon oluyor. Türkiye’deki siyasetçiler yalnızca kınama ve lanetleme yapıyorlar. Olayın hakikatine gidilemiyor. O, Mehmet Ağar’ın bahsettiği tuğla maalesef çekilemiyor.
BÖYLE BİR İSTİHBARAT ELEMANI GÖRDÜNÜZ MÜ?: Terör saldırısı sonrası toplumsal medyaya yönelik bant daraltma uygulaması yapıldı. O gece bir kişi konuştu. Kim? Süleyman Soylu. Ne dedi? ‘Bu olayı, Kobani’den talimat geldi, Afrin’den girdi; PKK’nın, PYD’nin yaptığını değerlendiriyoruz’ dedi. Bir karar kurdu Soylu. Olaya bir bakalım. Bir bayan var, yüzü gözü morarmış, aşikâr ki azap görmüş gözaltında. Orada bir tabiri alınmış. Bu söz alınmadan sözünü Soylu açıkladı. Dedi ki ‘İtiraf etti, ben istihbarat elemanıyım dedi’. İstihbarat filmlerini izlemiş, kitaplarını okumuşsunuzdur. Siz, böyle bir istihbarat elemanı gördünüz mü? Şaşkın. Olayı yapıyor ve evine gidiyor. Evinde yakalanıyor. Böyle bir istihbarat elemanı gördünüz mü?”
‘SAYIN LİDER, ŞU HADSİZ BAKANI SUSTURUR MUSUNUZ RİCA ETSEM’
Sözlerinin sürekli Soylu tarafından kesilmesi üzerine Paylan, Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz’a, “Sayın Başkan, susturur musunuz şu Bakan’ı lütfen” dedi.
Gelecek yıl yapılacak seçimleri hatırlatan Paylan “Seçimlere doğru gidilirken hep provokasyonlar olmuştur. 2013-2015’te çözüm süreci vardı” diye konuşurken Bakan Soylu, Paylan’ın sözlerini kesmeyi sürdürdü. Bunun üzerine Paylan, Komisyon Başkanı Yılmaz’a bir sefer daha, “Sayın Başkan, şu hadsiz bakanı susturur musunuz rica etsem… Sayın Başkan, susacak mı şu Bakan” diye konuştu.
‘BU ÜLKENİN BARIŞINA EN BÜYÜK TEHDİT SİZSİNİZ’
Paylan, Soylu’ya, “Bu ülkenin barışına en büyük tehdit sizsiniz. Biz sorgulayacağız. Niye? 7 Haziran-1 Kasım sürecini hatırlayacağız. 7 Haziran’da AKP iktidardan düşmüştü” dedi. Soylu, bu sırada Paylan’ın sözünü bir kez daha kesti.
‘SURUÇ’TA 33 GENCİMİZ, CEYLANPINAR’DA 2 POLİSİMİZ KATLEDİLDİ’
Çözüm süreci dönemine değinen Paylan, “Sonra FETÖ ile kavga başlamıştı. 7 Haziran’dan sonra bombalar patlamaya başladı. O devirde biz bir darbe dinamiği gördük. Suruç’ta 33 gencimiz katledildi, Ceylanpınar’da 2 polisimiz katledildi. Bu olayda da motamot ‘PKK/PYD yaptı’ diye tıpkı haber yapıldı. Ahmet Davutoğlu’na istihbarat gitti. Ahmet Davutoğlu da emri verdi, uçaklar kalktı, bombalamalar başladı, çatışmalı süreç başladı. Dönemin başbakanı operasyon emrini verdi ama bugün ne diyor; ‘Eski defterler açılırsa 7 Haziran-1 Kasım ile ilgili birçok insan, insan yüzüne çıkamaz’. Terörle gayret konusunda defterler açılacak. O devir hükümetteydi Süleyman Soylu” diye konuştu.
‘SOYLU, DEMOKRAT PARTİ’DEN FETÖ İLE YAKIN OLMAKTAN DOLAYI İHRAÇ EDİLDİ’
Paylan, “Geçmişten ders çıkarmalıyız. 2007 yılında Hrant Dink cinayeti, rahip Santoro cinayeti, Tepe cinayeti, milliyetçi hislerle işlenmiş cinayetler olarak konuldu. Evvel ‘Ergenekoncu’ denilenler, sonra ‘FETÖ’cü’ olarak yaftalandı. O günlerde Süleyman Soylu, Demokrat Parti’nin genel başkanıydı. Niye ihraç edildi oradan? Çünkü FETÖ ile yakın olmaktan dolayı ihraç edildi. Toplantılarına katılmaktan dolayı ihraç edildi” diyerek Bakan Soylu’yu eleştirdi.
‘NE ZAMAN BİR YUMUŞAMA EMARESİ VARSA BU TİP PROVOKASYONLAR VAR’
Bakan Soylu’nun daha önce yaptığı “Bir güvenlik makalesi bile okumadım” açıklamasını anımsatan Paylan, “‘İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir şey bilmeden bakan oldum’ dedi, değil mi? Hakikat. Taksim saldırısının iki hedefi vardı. Birini söyleyeyim; siyasette yumuşama emareleri vardı. Aysel Tuğluk, bir hakkın sonucu olarak özgür bırakıldı. Bunun Cumhurbaşkanı’nın takdiri dışında olamayacağını biz biliyoruz. HDP’ye bir ziyaret yapıldı, bu da Cumhurbaşkanı’nın takdiri ile oldu. Yumuşama emaresiydi. Bahçeli, ‘Doğru bir adımdır’ dedi. Bunun dışında Selahattin Demirtaş, özel bir uçakla Diyarbakır’da kalp krizi geçiren babasına götürüldü. Bu da Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesi dışında olamazdı. Bu yumuşama emarelerine devlet içindeki o karanlık yanıt verdi, İstiklal Caddesi saldırısı ile. Net olarak söylüyorum; ne vakit bir yumuşama emaresi varsa bu tip provokasyonlar var” diye konuştu.
‘BU ÜLKENİN BARIŞINA EN BÜYÜK TEHDİT SÜLEYMAN SOYLU’DUR’
Soylu’nun saldırıya ilişkin açıklamalarını da eleştiren Paylan, “Geçmişte de güvenlik toplantısında Hakan Fidan diyor ki ‘Sınırın ötesine geçeriz, birkaç füze atarız, sınır ötesi harekatı gerekçelendiririz’ diyor. Bugün de Sayın Soylu, ‘Kobani’den buyruk geldi’ diyerek sınır ötesi yeni bir harekatın gerekçesini yapmak istiyor. İşte toplumsal barışımıza en büyük tehdit budur. Yine Başbakan diyor ki ‘Devletin uçağı ile bir ton uyuşturucu taşındı, benim Başbakanlık uçağımda’. Niçin? 90’larda Susurluk Çetesi vardı, ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçıyorlardı. Bugün de ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçakçılığı yapılıyor. Devletin uçağıyla yapılıyor. Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu’dur” dedi. (HABER MERKEZİ)